|
Şahsi kanaatimce bu ülkede yeni bir devrim yapılacaksa ilk yapılması gereken devrimdir "Türkçe İbadet".
1997 yılı gibi diyanet işleri başkanlığı'ndan http://www.diyanet.gov.tr/turkish/karar.asp?id=4&sorgu=1 bu şekilde dönmüştür bu istek.
Haklı yanları olabilir gibi düşünülebilir; yani her tercüme aslının anlattığı şeyleri anlatmayabilir, herkesin kabul edeceği bir çeviri olmayabilir belki ama çoğunluğun kabul edeceği, tam karşılık olmasa da o manaya gelen bir çeviri olacaktır.
%98'i Müslüman diye anılan bir ülkede bu %98'in %90'ının en çok okunan/kullanılan sure olan `fatiha` suresinin bile anlamını bilmemesi; anlamının bilinmeden kötü güçleri kovması için kullanılması, şahsi kanaatimce büyücülükdür. Anlamını bilmediğiniz bir çift sihirli kelime sizi kötü güçlerden koruyor(!).
Tabii bu şimdilik imkansız gibi görünen bir devrimdir. Dün annemle -ki kendisi beş vakit namazında bir kadındır- bu konuyu görüşürken bana "tövbe de" dedi önce. Sonra anlattım durumu. Haklısın oğlum dedi.
Düşünsenize ezanın Türkçe okunduğunu, ne güzel olur değil mi? Veya namazımızda Fatiha'yı Türkçe okuduğumuzu, anlamını anladığımızı, ona göre yaşantımızı şekillendirdiğimizi?
Türkçe ezan evvelce denendi ama işte yukarıdaki linkte bahsedilen uyumsuzluk burada baş gösterdi. "Allah"ı "Tanrı" diye tercüme edersen olmaz mesela o iş. Çünkü herkesin "tanrı"sı farklı. Tanrı; bana göre "Allah" iken, bir budiste göre bir taş parçası, kimisine göre Güneş, kimisine göre ateş. |
|
07.Eylül.2007 Cuma
:: 12:32:45 |
59462 kere okundu |
|
|
Takvim |
|
|
< Ocak 2025 > |
P | S | Ç | P | C | Ct | Pz |
| | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 |
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|