25.Şubat.2006
Cumartesi
:: 17:47:16 |
|
Alanya'dan Kıbrıs'a gelmek, attan inip eşeğe binmek veya Opera'dan sonra Explorer kullanmak gibi bir şey :) Bu arada tekrardan calculusa, diferansiyel denklemlere ve olasılık/istatistiğe en içten dileklerimle sövüyorum.
Tuğrul sağolsun, Xajax ile Ajax öğreniyorum. Beedon'un yeniden yazımı bir gün biterse güzel birşey olacak :)
Yine bu arada God of War'u bitirdim. Süper bir oyun. Burdan da oyunu tavsiye eden Özgür'ün göbeğini sıkıyorum.
Altan geldi Kıbrıs'a da yüzünü gören cennetlik, bir dün işte gördüm 1-2 saat kadar, saçlar bomba olmuş :)
|
|
62315 kere okundu
[#]
|
13.Şubat.2006
Pazartesi
:: 08:24:33 |
|
11 Şubat'ta bir yaşına basmış blogcuk. Biraz daha büyürse bisiklet alacam ona.
|
|
61683 kere okundu
[#]
|
11.Şubat.2006
Cumartesi
:: 21:52:35 |
|
Ben de sevmiyordum ilk başlarda Kurtlar Vadisi'ni. Ama tabi "artık devir değişti e tabi Osman da değişti". Necati Şaşmaz çok kötü bir oyuncu olsa da Polat Alemdar öyle bir fırtına estirdi ki, herkes çizgili takım elbiselerle, sivri uçlu ayakkabılarla dolaşmaya başladı. Herkesin "derin devlet" olması gibi bir kötü yanı da var tabi bu dizinin ama yine de izleniyor. Dizi - sonunda - bitti. Ama sonra beyazperdede, Kurtlar Vadisi Irak olarak doldurdu salonları. "Ben arkadaşlarla sinamaya gidiyorum" diyince, televizyonu kastederek "Evde sinema yok mu ?" diyen babam bile arkadaşlarıyla bir ara "Biz de gidelim mi ? Aslında gidip bir görmek lazım" gibi laflar sarfetmişti. Film gavurların da dediği gibi "çok sıkı" başlıyor. Askerlerimizin başına çuval geçirme olayı ile damarlarınızdaki kan 10 hayde bre gücüyle akmaya başlamakta. Polat abimizin yoldaki çevirmelere ve otelde Sam'e verdiği ayarla da devam etmiştir. Necati Şaşmaz hariç neredeyse tüm oyuncuların oyunculukları da güzeldir. Leyla çok tatlıdır, Ali'nin ölümü çok acıdır. Filmdeki canlı bomba sahnesi de galiba en iyi canlı bomba sahnesidir. İzlenesidir, gidilesidir, an itibariyle Beyazperde.com box office verilerine göre ilk haftada 1 milyon küsür izleyici tarafından izlenmiştir.
Ufak da bir iki quote olarak da
Erhan : "Abi patladı mı ?"
Polat : "Patladı"
---
Polat : "Az sonra görürsün sarıyı yeşili kırmızıyı"
Bugün de saygıdeğer Kont ile Dabbe'ye gittik, pek korkunç olmasa da ürkünç bir film. Cin korkusu yerine kıyamet korkusu üzerine gidilse, The Ring yerine The Seventh Sign örnek alınsa çok daha leziz bir film ortaya çıkabilirdi diyerek bu yazıma da son veriyorum.
|
|
63849 kere okundu
[#]
|
04.Şubat.2006
Cumartesi
:: 20:47:17 |
|
Alanya güzel yer vesselam. Yani en azından Lefkoşa'ya bakılınca cennet gibi :) Sabah akşam dükkanda çalışsam da güzel Alanya. Hasan Can'la didişiyoruz akşamları, çok pis ısırıyorum ketoyu. Valide ağladı zırladı yine, zor tabii. Kont'u gördüm, liseden bir iki arkadaşı gördüm, sonra dönüşte anahtarı almayı unuttuğumu hatırlayınca bir internet cafe'den blog'uma bir şeyler karalayayım dedim. Tabii her güzel şey gibi bunun da sonu gelecek, sıcacık yuvadan, buz gibi odaya döneceğim bir 10-15 gün sonra.
Bu arada Smarty güzel bir şeymiş. Ve galiba beedon yeniden yazılıyor ;)
|
|
66495 kere okundu
[#]
|
20.Ocak.2006
Cuma
:: 22:06:39 |
|
KKTC -son 5 senedeki- en büyük elektrik sorununu yaşıyor şu sıralar. Teknecik'deki sorunlar tüm Kıbrıs'ı belli aralıklarla bölüm bölüm 5-6 saatlik karanlığa gömüyor. Ve bu sabır testinin bir 6-7 gün daha süreceği konuşulmakta. Kıbrıs'lıların da dediği gibi "E vallahi bardon".
|
|
73550 kere okundu
[#]
|
11.Ocak.2006
Çarşamba
:: 01:05:53 |
|
Teşekkürler Anna Vissi
To Treno
|
|
71815 kere okundu
[#]
|
10.Ocak.2006
Salı
:: 09:54:50 |
|
En olmayacak zamanda, shuffle ceza sahasının ön çizgisinden vurur Bab-ı Esrar'la.
|
|
67723 kere okundu
[#]
|
07.Ocak.2006
Cumartesi
:: 19:27:47 |
|
Herşey normal gibiydi, hayat normal seyrinde akmaktaydı. Ta ki kapıma atılan pençelerin seslerini duyana kadar. Kapıyı açınca birşeylerin ters gittiğini anlamıştım. Gönüllerimizi "gümrük polisi" Bahadır'ın yanında büyükçe bir kedi vardı. "Kaplan ?" Yok yok. "Puma ?" O kadar atletik görünmüyordu. Bu daha değişik birşeydi. "Yoksa ?" diye düşünürken bunun bir anadolu parsı olduğunu anladım. Eve giren Ali Erdinç Köroğlu idi. Bahadır bahsediyordu "Om benim de kuzen var, linux'la ilgilenio" falan demişti. Kuzeninin bir anadolu parsı olduğunu bilemezdim :) Ali Erdinç'e de buradan "Yes, be annem!" diyor, KKTC gezisinin hoş geçmesini diliyoruz.
|
|
62032 kere okundu
[#]
|
06.Ocak.2006
Cuma
:: 23:39:37 |
|
Tokyo Game Show için hazırlanan Metal Gear Solid 4 trailer'ı.
İndir
|
|
71210 kere okundu
[#]
|
04.Ocak.2006
Çarşamba
:: 23:12:25 |
|
Bir yerlerden elime chivo groove geçmişti yıllar önce. Hâla daha severek dinlerim. Ufak bir aramadan sonra şarkının "Amores Perros" isimli bir filmin soundtrack'inden olduğunu öğrendim. 2 senedir fellik fellik cd/dvd aramaktaydım. "Abi amoress perros var mı ?" sorusuna hep "hayır" cevabını alıyordum. Kemali bulmuş bir yerde dvd'sini. "Paramparça aşklar Ve Köpekler". Evet Türkçesi bu idi. Adı çok garip gelmişti. Ama filmdeki köpeklerin bir anlamda aşkı simgelediğini bilemezdim tabi. Film, bir kaza ile kesişen 3 ayrı hikayeyi anlatıyor. Çok da güzel anlatıyor. Film biraz uzun (147 dakika) ama gerçekten güzelmiş. Aynı yönetmenin bir de 21 Grams'ı vardı. O da güzeldi.
Amores Perros soundtrack'den Control Machette-De Perros Amores de çok güzelmiş.
"Tanrı'yı güldürmek istiyorsan, O'na planlarından bahset" gibi de bir repliği yazıyoruz hafızamıza.
|
|
66253 kere okundu
[#]
|
03.Ocak.2006
Salı
:: 13:28:59 |
|
2005'de neler oldu :
1 - Kırık olmayan ayağım, kırık teşhisiyle 1 ay alçıda kaldı, sonra bunun gut olduğu ortaya çıktı. Kırık teşhisi koyan doktora en içten dileklerimle sövüyorum buradan.
2 - Kont ve Altop mezun oldu. Kont'un şanına yakışır görkemli bir mezuniyet töreniyle mezun oldu bunlar.
3 - Kont işe girdi, deli gibi para kazanıor oturduğu yerden ;)
4 - Topiş Altan Sabancı'da master'a başladı, yemedi bıraktı :) Şimdi askere gidecek. "Her Türk Asker Doğar"
5 - Sonra yaz okuluna geldim, 6. dönemde Mat 102'yi verdim. O kırık ayağın gut olduğu burda ortaya çıktı. Acaip kötü bir yazdı evet. Çok pis bir acısı/ağrısı var bu gut'un. Hele ürik asitiniz 12 civarındaysa (düşman başına)
6 - Sonra yine okul başladı (buralarda full time okul-ev olduğu için pek birşey olmadı) Ha dur bir de PlayStation aldım :)
7 - Bu arada Mustafa Topaloğlu kaset çıkardı :) Taktım'la ortalığı kasıp kavurdu üstad.
8 - Sonra vizeler çok kötü geçti.
9 - Burda Troy Cyprus elime geçti, Tuğrul'la Selçuk sağolsun. Ona güldük bir süre
10 - Sonra telefonumu kaybettim/çalındı :( Lan 3 haftadır telefonsuzum, duy Selman sesimi :)
11 - Sonra bizim dükkandaki telefon çantası çalınmış, evet bu da üzücü tabi,
12 - Sonra bir baktım bitmiş koca sene. Evet galiba hayatımın en boş geçen senesiydi 2005. Hastalık kötü birşey tabi.
|
|
60866 kere okundu
[#]
|
01.Ocak.2006
Pazar
:: 13:46:14 |
|
Röyksopp'un "What Else Is There" i, Nancy Sinatra'nın "Bang Bang"i ve Katy Garbi'nin "Esena Mono"su çok güzel. Hele slow'u ayrı bir güzelmiş.
Bunun 2006'nın ilk girdisi olması gerekirdi ama saat olayında bir bug var galiba beedon'un ;)
|
|
59316 kere okundu
[#]
|
01.Ocak.2006
Pazar
:: 00:18:03 |
|
Nereden bulduğumu bilemiyorum, link kaydetmemişim, eser sahibinin affına sığınıyorum.
|
|
65237 kere okundu
[#]
|
31.Aralık.2005
Cumartesi
:: 16:06:13 |
|
Pek dizi izleyen bir adam değildim.Yeditepe İstanbul, Şapkadan Babam Çıktı gibi diziler izlemiştim vaktiyle. Çok güzel Trt dizileriydi, abidik gübidik düblajladan uzak, oyunculuk dersi veren dizilerdi. Çıkmaz artık pek bunlar gibi dizi derken Uğur Yücel geldi Alacakaranlık'la. Karşısındaki gubidik bir masal yüzünden rating savaşlarına yenik düşmüş ve bazı diğer nedenlerden dolayı yayından kaldırılmıştı. Bu sıralarda sinemalarda da yersiz bir komedi ve korku(!) filmi furyası esmişti. Hepsi birbirinden başarısız ama nedeni bilinmeyen bir şekilde çok da fazla gişe yapan filmlerdi. Sonra televizyonda zaplarken reklamlarda Yazı Tura'nın reklamını gördüm. O anda herşey değişmişti, izlediğim en güzel Türk yapımlarından bir tanesiydi ve yine nedeni bilinmeyen bir şekilde bu gişe yapamamıştı. Yine bekledik, bekledik ... Sonra Uğur Yücel yine belirdi ekranlarda. Hırsız Polis tanıtımlarında görünce "tamamdır" demiştim. Alacakaranlık'ın Tahir Kemal'i, Aksak olmuştu. Kömür siyahı saçları saymazsak pek de güzel olmuştu :) . Yanında çalışan bir hırsıza "imkansız" bir aşk besleyen, babasıyla sorunları olan bir adam. Sonra Mavi vardı, ailesinin geçimini Aksak'ın yanında hırsızlık yaparak sağlayan, Arıza bir abisi olan, aşk meşk olaylarına pek uzak bakan bir ablamız. Bir de Çınar var. Çocukları çok seven akademi mezunu bir polis. Ancak karısı çocuk istemiyor, bu da yetmezmiş gibi mahallenin bakkalıyla kırıştırıyordu. Olay Aksak, Mavi ve Çınar karakterleri arasında dönse de, Fulya abla, Komiser Selahattin ve Polis Teşkilatı, Arıza ve çocuklar ve Aksak'ın babası Dursun gibi her biri ayrı hikayeleri olan karakterler mevcut.
Lafı burdan sonra nasıl sona bağlarım diye düşünürken "İzleyin, izlettirin" diyerek sonlandırmaya karar verdim efem. Evet "İzleyin, izlettirin".
Dizinin Web Sitesi : http://www.hirsizpolis.net/
|
|
65690 kere okundu
[#]
|
|
|
Takvim |
|
|
< Ekim 2024 > |
P | S | Ç | P | C | Ct | Pz |
| 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 |
7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 |
14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 |
21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 |
28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|